Son yazımı yazmamın üstünden tam 15 gün geçmiş. Daha önce
yazmayı istedim, kalemi aldım ama sanırım 1 sezonun stresli günlerinden sonra
gelen şampiyonluk birçok Galatasaraylı gibi benide mutluluk sarhoşu yapmıştı.
Ne yazayım diye kafamı toplamak, şampiyonluk havasından biraz olsun normale
dönmek 15 güncük sürdü. Maçlar olmayınca hareketsiz, heyecansız geçen haftasonları
bizim ailede pek sevilmiyor. Ne yalan söyleyeyim takımımın şampiyonluğa
ulaşması muhteşem bir duygu ama ailece evde tribün etkisi yaratılarak izlenen
maçların, bu haftaki maçta stattayız sohbetlerinin yeride yaşattığı duyguda bir
başka güzel… İşte o yüzden bizim için maçsız, transfer haberlerinin takip
edildiği, gururla takımımızı konuştuğumuz, rakip takımdan olan dostlarımızı
centilmence kızdırdığımız tatlı bir tatil zamanı geldi. Bende maçsız ilk
yazımda sizlerle içimdekileri ve teşekkürlerimi paylaşmak istedim. Sanırım bir
süre maç yazısı yazmamak banada iyi gelecek, kendimi ve kalemimi dinlendirmek
güzel bir his…
Şampiyon takımın taraftarı olarak hep yaptığımız gibi
şampiyonluk ürünlerindede kulübümüze destek olmaya başladık ilk günden. Alınan
şampiyonluk t-shirtleri, imzalı formalar, bayraklar, atkılar gururla giyiliyor
ve her gidilen ortamda rengimiz belli ediliyor. Hatta çoğu zaman aramızda bugün
normal giyinsek mi diye muhabbetler olmuyor değilJ En minik fanatiğimizin yılsonu
gösterisi sonrası bile üzerimizde imzalı formalarımız vardı ve bunun gibi nice
günlerde…J Sanırım biz Arena’daki kupa şöleninde Fatih Hocamızın
“Şampiyonluk ananızın ak sütü gibi helal, istediğiniz gibi kutlayın” mesajını
tüm bir yaz boyunca yaşayacağız. Sarı – Kırmızı renklere, Galatasaray’a gönül
veren herkeste eminim bizim gibi bu coşkuyu yaşayacak.
Tüm yazı, yazı yazmadan geçirmeyeceğim, aralarda spor’dan
bahseden özellikle Avrupa Futbol Şampiyonasından belki başıma gelen ilginç
olaylardan bahsederek yazmaya devam edeceğim. Yeni sezon transferleri, hazırlık
maçları, yeni sezon formaları ise sabırsızlıkla beklediğim durumlar. Belli
oldukça heyecanımı yazmak, benimle aynı renklere gönül verenlerle paylaşmak ise
başka bir heyecanJ
Umarım herkes için iyi bir tatil zamanı geçer, tabii
takımımız içinde iyi bir yeni sezon hazırlığı… Ve sonunda yine güzel futbol
izlediğimiz sadece spora doyacağımız, istenmeyen olaylardan uzak yeni bir
sezona merhaba deriz. Şimdi izninizle bütün bir sezonu paylaştıklarıma bir
teşekkür yazmak istiyorum malum zor bir sezondu…
En yakın arkadaşım, dostum hatta bana sonradan verilen
kızkardeşim Betül… Benim kadar fanatik olmasa da kendisi siyah – beyaz renklere
gönül vermiş bir Beşiktaşlı, canım arkadaşımla oldukça centilmen bir lig süreci
geçirdik, kendisi benim bütün fanatikliğime hoşgörü ile yaklaştı. Çoğu zaman
endişesi maçlarda üşütmem, bağırmamdan kısılan sesim oldu. Bana tüm bir sezon boyunca
tüm fanatikliğimle katlandığı için, şampiyon olduğumuzda alkışladığı için,
yenildiğimizde elinden geldiğince teselli ettiği için kısacası herşey için
teşekkürler canım arkadaşım Betül J Bir teşekkürde aileme… Evet ailece
fanatik Galatasaraylıyız. Ama bu sezonda bana ve yeğenim Miray’ın fanatikliğine
hayretle bakarak bizi maçlardan mahrum bırakmayan, gol sevinçlerini en güzel
yaşadığım insan olan, şampiyonluk kutlaması dahil sarı – kırmızı’nın peşinden
bizi heryere taşıyan Turgay abime, maçlar sırasında her türlü totemimize ayak
uyduran bizimle tezahürat yapan abimin eşi Müge ablama, bizi basket maçı futbol
maçı diye ayrım yapmadan statlara götüren anneme, heyecanından maçları
izleyemeyen ama duaları ile bizi rahatlatan Hikmet teyzeme, desteklerini Almanya’dan
gönderen Sevim teyzeme ve sarı – kırmızı sevdalarınla bizimle olan tüm aileme
çok ama çok teşekkürler. Tabiki son teşekkür yazdığım yazıları okuyan, bloğumu
takip eden sizlere…Yazılarımı okuduğunuz için, bana yazma fırsatı verdiğiniz
için çok teşekkürlerJ
Uzun oldu ama güzel oldu, maçlar ve hayat onlarla ve siz
okuyucularımla güzel…